TST Interactive

Thursday, March 23, 2006

Resmi MjTurkFan İstanbul Buluşması 3

7 KASIM 2004: Bugün “Resmi MjTurkFan İstanbul Buluşması 3” yapıldı. Şimdi bu sefer günlük yazımı zaman sıralamasına göre değil, notlar halinde yazmak istiyorum.

--> Buluşmadan önce Taksim’de dolaşırken bir mağazada buluşmada da izleyeceğimiz görüntülerden biri olan “Dirty Diana” klipini gördüm. Bana göre ilginç bir tesadüftü.
--> İlk olarak İzmit’ten gelen Utku ile buluştum. Sonra yine İzmit’ten gelen ve ilk kez yüz yüze tanıştığım Harun geldi. Daha sonra bizi Taksim Meydanı’ndaki heykelin önünde bekleyen Hüseyin ile Gökhan ile buluşup buluşmanın gerçekleşeceği Kafika’ya birlikte gittik.
--> Kafika’ya gittiğimizde orada Ercan ve Bekir bekliyorlardı. Buluşma saati 13:00 olduğu halde onlar önceden gelip muhabbete başlamışlardı. Biz de katıldık bu muhabbete.
--> Bu koyu muhabbette fark ettik ki hepimizin imzası Michael’ın imzasından esintiler taşıyor.
--> Resmi olarak bir mjturkfan buluşmasına ilk kez geldim. Ama şunu söyleyebilirim ki korsan dedikleri buluşma da harika geçmişti.
--> Diyebilirim ki hayatımda hiç bu kadar Michael Jackson hayranını bir arada görmemiştim. İstanbul'dan, Ankara'dan, Muş'tan, İzmit'ten; Türkiye'nin dört bir yanından katılım oldu.
--> Süperdi. Güzel şeyler izledik.
--> Herkesin göz koyduğu bayrağımla Taksim'de yürüdük. Tepkiler çok ilginçti. Kimi "Michael Jackson haftası mı ya?" demiş, kimi bakıp gülüp geçti, kimi "Aaa, Michael'cılar" demiş, birçok kişi de inceledi. İki otobüs dolusu turiste de gösterdik, onlar da güldüler. DJ_OXyGeNe_8 bir çiftin konuşmasına tanık olmuş. Kız bize bakıp gülümsemiş, sonra erkek arkadaşına beni göstererek “Ya bunlar Michael Jackson hayranı galiba. Sırtında MJ Fan man bişiler yazıyo” demiş, gülerek gitmişler.
--> Zaten ben tek başıma t-shirt'ümle de buluşmadan evvel Taksim’de yürürken epey ilgi çekmiştim ama Michael'dan esintiler taşıyan 30’a yakın kişiyle (özellikle Ebru ve benim arkamdan yürüyen Hüseyin tamamen Michael gibi giyinmişti. Fötr şapka, bandaj, v.s.) yürümek daha ilgi çekici oldu.
--> Bu faaliyetimiz “TST ile Ebru’nun yaptığı bayrak şov” ismi ile akıllara kazındı. En sıcak bulunan üyeler ise yine ikimiz olduk.
--> DJ_OXyGeNe_8'in hazırladığı videolar dışında tamamı olmasa bile benim "Superfly Sister" klipim de dev ekranda gösterildi. Herkes, daha doğrusu daha önce benim eski görüntülerimi izlemeyenler benim eski halimi tanımakta güçlük çekti. Birkaç yüz hatırlıyorum. "Bu kim ya?" dermiş gibi bakıyorlardı. Sonradan Ebru uyandı ve "Ekrandaki sen misin?" dedi. Ne yapsınlar? Ekranda döktürüyorum, gerçekte artık bu işi aşmış Emre Ekici, Hüseyin, Harun gibilerinin gölgesindeydim. Hesabımda bu yoktu. Onları oturacak sanıyordum, ne yapayım? Bir baktım, gaza geldiler. Oturtmaya kıyamadım. Böyle olacağını önceden tahmin ettiğimden dansa başlamadan evvel "Sakın kalkmayın" diyecektim ama çoktan kalkmışlardı, hatta müziksiz dans etmeye çoktaaaan başlamışlardı. Aslında güzel oldu. Herkes benim sayemde dans etme fırsatı yakaladı. Ben de dev ekrandaydım ya, önemli olan o... Kendimi dev ekranda dans ederken görmek hoş bir duyguydu. Milletin de hoşuna gitti, “Bir numara sensin!” diyenler bile oldu.
--> Emre'nin "Earth Song"'ta tansiyonunun düşüp bayılması dışında her şey çok güzel geçti. Özellikle de demin de dediğim gibi o bayrakla Taksim'deki herkese yaptığımız gösteriden zevk aldım. Hüseyin'de de bayrak vardı ama o biri yürütür korkusuyla çantasından bile çıkarmadı. Ayrıca bazıları bu durumdan biraz utandı ama başta Ebru ve ben olmak üzere hiçbir şeyi tınlamadık.
--> Mayıs'taki korsan buluşmaya gelenler internetteki TST ile karşılaşamayınca biraz hayal kırıklığına uğramışlardı. Bu buluşmaya gelenler ise internetteki TST ile karşılaşmayınca sevindiler. Çünkü o fotoğraflarda çok soğuk, donuk duruyormuşum. Gerçek halim sempatik, sevecen, sıcak, v.s. imiş. Yani bu sefer izlenimler olumlu yöndeydi.
--> Herhalde anladığım kadarıyla internetteki birçok insan beni kıl bir tip sanıyor. Mesela sebnemferah.org'a ve duslervekabuslar.com'a ilk üye olduğumda beni dışlamışlardı. Düşler sitesinden ayrıldım. Ben ayrılırsam bir daha geri dönmem, o yüzden oraya geri dönmedim. Ama sebnemferah.org üyeleri beni gerçek hayatta da tanıyınca bir daha vazgeçemediler. Hatta ekipteyim artık uzun süredir...
--> Zaten ben de önyargı yapmışım biraz. Ufuk'la sanal alemde sürtüşe sürtüşe ona sinir olmaya başlamıştım. Buluşmaya geleceğini öğrenince hayal kırıklığına uğramıştım. Çok da peşin yargı yapmak istememiştim ama bu kadar sevecen biri olacağını da tahmin etmiyordum. O kişinin Ufuk olduğunu öğrenince zor inandım. Ebru hiç inanmadı, nüfus cüzdanını göstertti.
--> Bir de eski defterler açıldı. Meğer ne çok kişi bana dolmuş, haberim yok. Kimi "Benimle dalga geçmiştin bilmem kaç yılında" diyor, kimi "Bana anti-MJ Fan demiştin" diyor, v.s. Ben de boş durmadım tabii ki... Ben de Ufuk'tan hesap sordum. Ona "Neden açtığım her konuya gereksiz diyorsun bakiyim?" diye sordum. He he. Daha başkalarına da söyleyeceğim, konuşacağım şeyler vardı hesap olmasa da ama onca kişiyle konuşacak vakit bulamadık.
--> Zaten daha önceden tanıştıklarımla çok konuştuk. Ama ilk kez yüz yüze tanıştığım Bekir, Ercan Bayraktar, Emre Ekici, İhsan (Ankara'daki) ile de epey konuşma fırsatı yakaladım.
--> “30 Saniyede Şöhret” programında birinci olan Emre Ekici’nin “Kültür Koleji”nin güvenlik görevlisi olduğunu öğrendim. Bizim "Kültür" camiasından Akademi'li Pınar'dan sonra Emre de ortaya çıkmış yani.
--> "Superfly Sister" klipimin tamamının neden yayınlanmadığını sonradan öğrendim. Meğer DJ Oxygene Kaan onu sadece şarkı sanmış, görüntü olduğunu fark etmemiş. Olsun, kendimi o dev ekranda görmek güzel bir duyguydu ama bitişi çok güzeldi, keşke görselerdi. Gerçi görenler de var. Çünkü bu klipe sahip olanlar var.
--> Bir fotoğraf hakkındaki bir anımızı paylaşmak istiyorum. Toplu fotoğraflardan biri çekilmeden hemen önce Bekir'in elini arkamda hissettim ve arkamı döndüğümde bir de ne göreyim? İki kulak yapıyor! Meğer amacı başkaymış. Michael'ın da yaptığı barış işaretini yapıyormuş. Epey gülmüştük. Bu arada fotoğraflarda zombie gibi çıkmışız. Buluşmaya gelmeyenler fotoğraflarımızı görünce bir dahakilere gelmeye korkacaklar.
--> Michael madde olarak değil ama görüntü olarak da olsa bu buluşmamız sanki gerçek bir konser gibiydi. Hatta nasıl olduysa Billie Jean'de Michael'ın fırlattığı fötr şapkayı Hüseyin yakaladı. Şaka bir yana, bu espri fikrini ona ben vermiştim. Hüseyin “Michael bizim tarafımıza atacak” deyince, ben de ona “Aaa, fötr şapkan var zaten. Tutar gibi yap.” dedim ve şarkı bitip Michael şapkasını atınca Hüseyin kendi şapkasını gösterip “Arkadaşlar, yakaladım, yakaladım!” dedi. Ayrıca prova görüntüsü olduğu için Beat It'te seyirci sesi olarak sadece bizim çığlıklarımız vardı. Sanki bize özel söylemişti o şarkıyı... Süper oldu.
--> Konser ve klip gösterisi bittikten sonra hep birlikte simitçiye gittik. Kalabalık olduğumuz için bir türlü yer bulamamıştık. Girdiğimiz her yer doluydu. Oruçlu olanlar açlıktan ölüyordu. Sonunda Simit Sarayı temizlik olduğu için kapattığı üst katını mjturkfan üyeleri için açtı. Çok kirliydi; masalar bir yerde, sandalyeler bir yerdeydi. Ama bir şeye benzetebildik görevlilerle birlikte… Masaların oluşturduğu dairenin tam ortasına sandalye koyuldu. Oraya da ben oturdum. Yani tam ortadaydım. Ama “Turgay” diyen herkese baka baka bir hal oldum. Ortada oturmanın dezavantajı buydu. Herkese yakınsın ama aynı zamanda herkese uzaksın.
--> Gökhan, Emre Ekici, Emre’nin bir arkadaşı ve ben aynı otobüsle evlerimize döndük. Gökhan Muharremoğlu ”Söylenmemiş Sözler” adındaki kendi yaptığı bir bestesini bana okudu. Güzeldi. Günlüğüme yazayım da, ilerde bu çocuk ünlü olduğunda ilginç olur.
--> İlk kez tanıştığım İpek’in “TST’nin açılımını da biliyorum: Turgay Suat Tarcan” demesi internette ne kadar tanınmış biri olduğumu bir kez daha kanıtladı. He he.
--> Herkes kişi başı 10.000.000 TL ödedi Kafika’ya…
--> MjTurkFan’ın kurucusu Mirhan Karadeniz’i ilk gördüğümde tanıyamadım. Çünkü internetteki fotoğraflarından değişik görünüyordu. Hani beni farklı buluyorlar ve tanıyamayanlar oluyor ya? Onları anladım.
--> Ankara’dan gelen konvoyun başı, MjTurkFan yönetiminden Ertan Deniz’in ise fotoğrafını bile görmediğimi sanıyordum, ama onu görünce hemen fotoğrafını gördüğümü hatırladım. Çünkü pek farklı değildi.
--> Herkes buluşmadan mutlu ayrıldığını söyledi. Gerçekten kelimelerle anlatılamaz mutluluğumuz ve o sıcak ortam… Herkes kendi gibi birçok MJ Fan’ı dünya gözüyle gördü. Michael Jackson’ın kliplerini ve konserlerini birlikte izledik, birlikte dans ettik, hep bir ağızdan şarkı söyledik. Evet, bunları tekrar tekrar vurgulamaktan bıkmadım.
--> İhsan Yelkencioğlu da buluşmaya gelecekti ama gelmedi. Utku da Ankara’dan gelen İhsan’ı o İhsan sanıp, Utku’ya verdiğim bir sırrımızdaki kilit kişi hakkında espriler yaptı, Ankara’lı İhsan ise hiçbir şey anlamadı. Daha sonra İhsan’ların karıştığı ortaya çıktı ve bu konuyu bilen Ahmet Edip ve ben çok güldük.
--> Daha önce bana gittiği Prodigy konserinde Thrilller sample’ını duyunca “Michael Jackson!!!” diye bağırıp kendinden geçip milleti şaşırttığını söyleyen Utku, bu sefer de diğer MJ Fan’lar, yani biz parmaklarımıza Michael Jackson’ınki gibi beyaz bantlar yapıştırınca “Ne saçmalıyorsunuz?” deyince ben “Sen ne biçim MJ Fan’sın?” dedim. O da “Ben Prodigy’ciyim” dedi. Felsefesi farklı olmak çocuğun…
--> Ertan ve Ercan buluşmaya dijital fotoğraf makinelerini, Utku ise kamerasını getirdi.
--> Hüseyin’e göre Emre’nin tansiyonunun düşüp bayılması “Earth Song”dan çok etkilendiği için oldu. Hakikaten, tam “Earth Song” performansı bitince bayıldığını fark ettik. E, zaten Michael Jackson konserinde de bayılanlar olmuyor mu?
--> Metin’e “Senin evli olduğunu duydum, doğru mu?” diye sordum. “Evet, doğru” dedi. Çok şaşırdığımı söyledim.
--> Gamze ve Ertan’da orijinal Michael Jackson kitapları vardı. Gözümüz doymuyor. Çok kıskandık.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home